Birkaç yıldır adını duymaya başladığımız ama Facebook şirketinin ismini Meta ile değiştirmesiyle tam olarak gündeme oturan Metaverse herkesin hayatını değiştirecek gibi duruyor. Metaverse sadece bireysel olarak insanları değil aynı zamanda şirketleri de oldukça etkileyecek bir şey. Bir yandan Metaverse’de şahısların satın aldıkları arsalardan bahsedilirken bir diğer yandan da şirketlerin aldıkları arsalardan ve açmayı planladıkları mağazalardan bahsedilir oldu. Peki Metaverse’e olan bu ilginin sebebi ne? Metaverse gerçekten de internetin geleceği mi?
Metaverse Nedir?
Metaverse teriminin ilk nerede ve nasıl kullanıldığı sorulduğunda, Polygon’dan Welsh’e göre söylenebilecek tek bir şey var. O da bu terimin ilk defa, Neal Stephenson’ın 1992 yılında yayınladığı Snow Crash adlı romanında kullanıldığı. Stephenson, Metaverse’ü hayali geleceğinde yaygın olarak kullanılan sanal bir dünyayı, 21. yüzyıl distopyasını tanımlamak için kullandı. Snow Crash’de Metaverse, sanal gayrimenkulün alınıp satılabildiği ve VR gözlüğü takan kullanıcıların, biçimini seçme özgürlüğüne sahip oldukları üç boyutlu avatarlarda yaşadığı, gezegeni çevreleyen bir pazar olarak tasvir edilen bir sanal gerçeklik dünyasıdır.
Reuters’a göre Metaverse, insanların geleneksel bir web sitesinden daha kapsamlı ve sürükleyici bir şekilde etkileşime girmesine izin veren çevrimiçi alanları ifade eder. Meta Türkiye ülke direktörü İlke Çarkcı ise benzer bir şekilde Metaverse’ü deneyimin içinde olduğumuz, deneyimin kendisi olduğumuz internet olarak tanımlıyor ve şunları söylüyor: “Daha üç boyutlu deneyimlerin işin içinde olduğu hem sanal hem de fiziksel gerçekliklerin hibrit bir şekilde var olduğu bir evren demek. Metaverse’ün sadece fiziksel mesafeleri değil sosyal mesafeleri de daha zengin deneyimlerle kısaltacağı öngörülüyor.” DotEsport’dan Çakır’a göre Metaverse konsepti tüm internet deneyimini alıp üç-boyutlu bir alana yükseltir. Investopedia’dan Folger’a göre ise Metaverse, kullanıcıların sanal olarak etkileşime girmesini sağlamak için sosyal medya, çevrimiçi oyun, artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve kripto para birimlerinin özelliklerini birleştiren dijital bir gerçekliktir. Artırılmış gerçeklik, kullanıcı deneyimini geliştirmek için görsel öğeleri, sesi ve diğer duyusal girdileri gerçek dünya ayarlarına yerleştirir. Buna karşılık, sanal gerçeklik tamamen sanaldır ve kurgusal gerçeklikleri geliştirir.
Stephenson’ın Metaverse’ü ile bugünlerde bahsettiğimiz Metaverse arasında çok büyük benzerlikler olsa da tamamen aynı değiller. Stephenson’ın Metaverse’ü için ihtiyacımız olan şeylerden biri VR gözlükleri. Ancak günümüzde Metaverse dünyasına girebilmek için VR gözlüklerinin kesinlikle gerekli olduğu söyleyemeyiz.
Metaverse’ün Yeni Bir Şey Olduğu Söylenebilir Mi?
Welsh’e göre Metaverse’ün ilk adımları VR teknolojisinin ilk patlama yaptığı zamanlarda yani 90’larda atılmıştır. Birleşik Krallık’taki market zinciri Sainsbury’s, o yıllarda bir VR alışveriş demosu hazırlamıştır. Bu videoyu izlediğimizde şimdi yapılmaya çalışılan şeyin o dönemde adımlarının atıldığını söylemek yanlış olmaz. Ayrıca Sainsbury’s bu videoyu yayınladıktan yıllar sonra 2017 yılında Walmart’ın yayınladığı demo videosunda, Sainsbury’s’in 90’larda yapmaya çalıştığı şeyin geliştirilmiş halini görüyoruz. Bu iki videoyu da Metaverse’ün sadece VR odaklı versiyonu olarak görebiliriz. Ama tabii ki Metaverse sadece bu kadar değil, en azından öyle umuyoruz.
Metaverse’ün yeni bir şey olmadığını kanıtlayabileceğimiz bir diğer şey ise Second Life. Second Life 2003 yılında kurulan, insanların oyun içerisinde kendilerini baştan yaratabildikleri, istediklerini giyip istedikleri meslekleri seçebildikleri, para kazanabildikleri ve kazandıkları paraları gerçek hayatta alışveriş yapmak için kullanabildikleri bir oyundu. Second Life’ı tanımlayınca Metaverse’ün yaratmaya çalıştığı şeye ne kadar benzediğini görebiliyoruz. Sadece Second Life bir oyunken Metaverse evreni bir oyun olarak tanımlanmıyor. Bu konuda Slate’den Virgilio, Second Life’ın Snow Crash’in Metaverse’inde açıklanan sanal deneyimin muhtemelen daha az distopik bir versiyonuna yaklaştığı yorumunu yapmıştır.
Metaverse’de Ekstra Bir Donanıma İhtiyaç Olacak Mı?
Metaverse’den bahsedilirken hep VR gözlükleri de konuşuluyor. Metaverse evreni, VR gözlükleriyle birlikte çok daha gerçekçi olsa da VR gözlükleri olmadan Metaverse evrenine girilemez gibi bir durum söz konusu değil. HP’den Pavlovic AR ve VR donanımlarının, Metaverse deneyimini daha sürükleyici hale getirdiğini ve teknoloji geliştikçe sadece daha “gerçek” hissetmeye devam edeceğimizi söylemiştir. Ayrıca şunları eklemiştir: “Hem AR hem de VR, ister masaüstü bilgisayar ister akıllı telefon olsun, işlem gücü için donanıma bağlıdır. AR’ın daha az kaynak yoğun olduğunu, bu nedenle akıllı telefonlar gibi daha küçük cihazların bunu destekleyebileceğini belirtmekte fayda var.” Cnet’den Morse ve Stain bu konuyla ilgili şunları söylemiştir: “Roblox ve Minecraft gibi mevcut Metaverse’lere bilgisayarınızdan, tabletinizden veya telefonunuzdan da girebilirsiniz. 360 derecelik bir deneyime sahip değiller, ancak bu platformların popülaritesi çekiciliğini gösteriyor.”
Metaverse’de Neler Yapılabilir?
Metaverse tanımıyla beraber aslında içerisinde neler yapılabileceğiyle ilgili çok sayıda ihtimal doğuruyor. Bunlardan bazıları gerçek zamanlı toplantılar, konferanslar, sanal seyahatler, turizm, kültür sanat aktiviteleri ve sanal alışveriş. Ancak bunlar sadece akla ilk gelen şeyler. Metaverse evreni ortaya çıktığında bizi neler bekliyor daha iyi göreceğiz.
Metaverse’de Var Olacak Perakende Şirketleri
Şirketler teknolojiyi ve trendleri takip etmeli. Gündemimizde en çok konuşulan gelişme de Metaverse olduğu için şirketler Metaverse’de nasıl yer alabiliriz konusunu düşünmeye başladılar. Hatta birçok şirket bunun için somut adımlarını da attı. Globalde Walmart, Nike, Gucci, Samsung, H&M gibi şirketler Metaverse adımlarını attıklarını duyurdular. Yerli şirketlere baktığımızda Damat Tween, LC Waikiki, Doğtaş, Turkcell, Vestel ve Sagra gibi birçok Türk şirketi de Metaverse’de mağaza açacağını ve bunun için çalışmalara başladığını duyurdu.
Diğer bir yandan da Metaverse ile birlikte perakendeciler dijitalleşme süreçlerini hızlandırıp fiziksel mağazalarını dijitalleştirmeye başladılar. Örneğin Nike Metaverse deneyimi olan Nikeland’i tanıttı ve NewYork’taki mağazasının bir katını Nikeland’in artırılmış gerçeklik haline dönüştürdü. Fiziksel mağaza içerisindeki Nikeland’de müşteriler Snapchat lensleri ile kendi avatarları üzerinde, denemek istedikleri Nike ürünlerini görebilme fırsatını yakalıyor. Bir diğer örnek ise Savage X Fenty markasının yeni mağazasında müşterilerin kendilerini avatar olarak görselleştirebildikleri ve üç boyutlu vücut taraması yaptırmalarını sağlayan vitrinler yaratmaları. Bu sayede müşterileri için fiziksel alışverişi dijitalleşirmiş ve Metaverse evrenine yakınlaştırmış oluyorlar.
Metaverse’le birlikte alışveriş alışkanlıklarında ve mağazalarda değişiklikler olması kaçınılmaz. Bu süreçte fiziksel mağazaları müşterilerin zevkli vakit geçirecekleri, onlara deneyimler sunan mağazalar haline getirmek oldukça önemli. Bu sadece fiziksel mağazaları birer Metaverse evrenine çevirmek değil aynı zamanda fiziksel mağazaları birer deneyim mağazalarına dönüştürmek, mağaza içerisinde hareket etmelerini kolaylaştıracak ve orada geçirdikleri zamandan zevk almalarını sağlayacak uygulamalar yapmak da önemli. Fiziksel mağazaların dijitalleşme yolculuğunda mağaza içinde istedikleri ürünlere harita üzerinde kolayca bulabilmeleri, bu ürünlere cep telefonlarından ya da mağaza içerisindeki kiosklardan yol tarifi alabilmeleri, mobil uygulama üzerinden daha önceki alışverişlerine göre kişiselleştirilmiş kampanyalar görebilmeleri gibi müşterilerine sunabilecekleri çok sayıda servis bulunuyor.